16 Nisan 2007 Pazartesi

13.Cuma!


Duyardım da inanmazdım 13.Cuma'nın uğursuzluğuna, yaşadım ve gördüm, evettttttttt, kesinlikle Fredy'nin Kabusu gibi bir gündü. Başlıyorum, sıkı durun:)

Efendim eşim yurtdışına gitmeden önce şirketine ait arabanın satışıyla ilgi olarak bana oldukça kapsamlı bir vekaletname verdi. Araba banka kredisiyle alındığı ve ödemeler halen devam ettiği için vekaletnemedeki detayların çok önemli olacağını söylemişti banka bize, sırf bu yüzden garanti olsun ve sorun çıkmasın diye bankanın anlaşmalı noterine gittik ama şimdi okuyacağınız üzere pek de bişey değişmedi!
Geçen Perşembe akşamüstü arabayı satmak üzere biriyle anlaştık. Yarın şuraya gelin, birlikte bankaya gidelim dedik. Akşamdan herşeyi hazılayayım dedim, önce vekaletnameyi buldum, bir de ne göreyim, üstünde benim adım felanca kızı feşmekan yazacağı yerde oğlu yazıyor! Neyse dedim, banka ile noter yakın nasılsa, sabahtan uğrar bir kaşe vurdurrturum. Sabahleyin alıcı olan iki adam, saolsun satış konusunda bana çok yardım olan arkadaşım Erdem ve ben atladık gittik noter, düzeltmeyi yaptırdık, ordan bankaya. Bankacıya durumu anlattık, kadın demez mi önce hukuk departmanına gidip incelenecek bu vekalet sonra işlemler başlayacak diye. E iyi dedik, olsun. Ama ne kadar süreceği belli olmaz dedi, aman dedim gözünüzü seveyim, bu işin bugün bitmesi lazım. Elimizden gelenei yapıcaz dediler. Bankadan çıkarken en yakın vergi dairesini sorduk, Beşiktaş dediler. Beşiktaşa geldiğimizde vergi dairesinin aslında GAyrettepe'de olduğunu öğrenip geri döndük. Neyse bulduk vergi dairesini. 4. kata çıkmamızı söylediler. Asansöre yöneldik, içerde 1 adam vardı ama en az 6 kişinin rahat rahat sığacağı büyüklükte bir asansör olduğu için biz de 4 kişi olarak bindik. Asansör 1,5 kat kadar çıktıktan sonra hızla düştü ve zemine çakıldı! Ne olduğumuzu anlayamadık, kapıyı vurmaya başladık çıkarın bizi diye. Neyse biri sesimizi duydu ve bu badireyi de atlattık.
Oradan çıkıp tekrar bankaya gittik, henüz hukuktan bir haber yoktu, bir pizzacıda tanımadığımız 2 adamla oturup sohbet etmekten başka çaremiz kalmamıştı. Bir süre sonra bu işin böyle olmayacağını söyledim Erdem'e, mutlaka bankadan bir tanıdık bulup işlemimizi öne aldırmalıydık. Erdem'in eşi de bankalara hizmet veren bir sektörde çalıştığı için tanıdık bulma çok güç olmadı. Saolsun dosyamızın işleme alınmasında bize öncelik tanıttı. Gel gör ki bankaya gelen mesaja göre vekaletname eksikti! Saat 2,5 olmuştu ve biz hala bankadan rehin kaldırma yazısını bile alamamıştık, kabus devam ediyordu! Aklıma hemen eşimden talimat almak geldi, olur ama şirket kaşesi yanında mı eşinizin diye sordu. İşte günün tek güzel olayı bu oldu, sabah evden çıkarken ne olur ne olmaz diye kaşeyi çantama atmıştım! Hemen eşime telefon ettim, bankacılardan talimatı yazıp eşime mail atmlarını rica ettim. Cidden çok kafa dengi olan bankacı karedeş hemen talimatı yazdı ama o da ne? Talimatı yazdığı word dosyasının adı otomatik olarak 13 oldu! (word kullananlar bilir, herhangibir word dökümanı yazıp save etmeye kalktığınızda yazının ilk bir-iki kelimesini word otomatik oarak dosya ismi olarak alır, eğer istenirse değiştirilir. Bizim yazı da 13 Nisan 2007 olarak başladığı için dosya adı 13 oldu:)) Artık öyle sinirlerimiz bozuldu ki bankacı çocukla yerlere yattık gülmekten, hatta Jason'ın elindeki bıçakla içeri girerken falan hayal ettik:)) Neyse sonunda bunu badireyi de atlatık dedim. Ama yoook biter miiiii, tam bankadan yazımızı aldık oh çok şükür derken ruhsatın Kadıköy'den alındığını ve tüm trafik işlemlerinin oradan yapılması gerektiğini duyunca yeter artııııııkkkk diye bağırasım geldi:( Ne Anadolu yakasında oturuyoruz ne de araba oradan alındı ama neden ruhsat Kadıköy'den alındıyı bir türlü anlayamadım. Yine de umudumuzu yitirmeden geçtik Kadıköy'e ama nafile, saat 17:07 de trafik şubesinin önündeydik ama mesai 17:00 de bitiyormuş:(Velhasıl iş kaldı Pazartesiye.

Efendim bizim işin uğursuzluğu Pazartesi de devam etti elbet. Sabah Erkenden yollara koyulup gittim Kadıköy trafiğe ( haa bu arada Kadıköy trafik şubesi Bostancı'da!). Yazımı aldım, sonra Bahçelievlere dönüp alıcı ile buluşacağımız notere gittim. Artık sona geldik derkeeeen, alıcının da vekalet ile arabayı başkasına alacağını öğrendim. Fakat bu sefer de noter vekaleti kabul etmedi çünkü üstündeki resim siyah-beyazdı!!!! ayyyyyy düşüm bayılacaktım sanki. Neyse ki gittiğimiz ikinci noter bize akıl verdi, ben elimdeki vekaletle alıcıya satış için tekrar vekalet verdim, suyunun suyunun suyu oldu yani. Çok şükür işlem böylelikle bitti ama benim de pilim bitti.

İşin kötüsü eşimin şirketine kayıtlı bir araç daha var ve ben o aracı gün gelecek yine satıcam!!!!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder